Keskin fotoğraf çekebilmek her ne kadar kullandığınız ekipmana bağlı gibi görünse de aşağıdaki ipuçlarına dikkat ettiğiniz durumlarda hangi makineyi kullandığınızın pek bir önemi kalmayacaktır. Çok iyi bir ekipmanla keskin fotoğraflar çekmeyi beceremeyenler tanıdığım gibi, vasat ekipmanla harika fotoğraflar üretenleri de biliyorum.

Günümüzde satın aldığınız neredeyse tüm ekipmanlar size yeterince keskin bir görüntü sunacak kadar beceriklidir. Yeter ki iyi tanıyın ve verimli kullanın. Şimdi ipuçlarına geçelim: 

  • Genellikle kullanılan tüm objektifler, izin verdikleri maksimum diyafram açıklıklarında en keskin görüntüyü vermezler. En keskin görüntüyü alabilmek için diyaframı 2 ya da 3 stop kadar kısmak gerekir. Örneğin 70-200mm f/2.8 lik bir objektif kullandığımızı düşünürsek, diyaframı f/5.6 olarak kullanmak daha keskin bir görüntü almamızı sağlayacaktır.
  • Birçok fotoğrafçı sadece merkezdeki netleme noktasını kullanır. Öncelikle merkezdeki netleme noktasını kullanarak netlemeyi gerçekleştirir ve sonrasında kadrajını yeniden ayarlar. Bu ise az da olsa netleme mesafesinde kayma yaratır. En ideal çözüm kadrajımızda netleyeceğimiz yere en yakın olan netleme noktasını kullanmak ve netleme yaptıktan sonra kadrajı mümkünse hiç değiştirmeden ve bekletmeden fotoğrafı çekmektir.
  • Günümüzde dijital fotoğraf makinelerinin ISO başarımı oldukça iyileştirilmiş durumda, bu da bize düşük ışık koşullarında bile keskin fotoğraf çekebilme imkanını sunuyor. Çoğu gövdenin başlangıç iso değeri 100, bazılarınınki ise 200 olark belirlenmiştir. Eğer fotoğrafı çekerken enstantane hızımız yeterli gelmiyorsa iso değerini artırmaktan çekinmeyin. Hatta sarsıntıdan dolayı net olmayan bir fotoğraf çekmek yerine yüksek isodan kaynaklanan kumlanmış fotoğraf çekmeyi tercih edebilirsiniz. Çok yüksek iso değerlerinde (ISO 1600, ISO 3200 gibi) birçok fotoğraf makinesi dijital kirlilik sayılabilecek kumlanmaya (noise) sebep olur, bu günümüzde kullandığımız yazılımlarla kolaylıkla ortadan kaldırılabiliyor.
  • Polarize filtre kullanmak daha kontrast bir görüntü elde etmenize yarayacaktır. Yansımaları kontrol ederek bazı gereksiz parlamalardan ve haze ya da pus olarak bilinen hava içerisindeki partiküllerden yansıyarak fotoğrafta oluşan istenmeyen sis tabakasından sizi bir nebze koruyacaktır. Bunun alternatif olarak UV Haze filtre (özellikle multi coated ya da çoklu kaplamalı olanları) de kullanabilirsiniz.
  • Eğer onca para verip DSLR bir gövde aldıysanız ve halen jpeg fotoğraf çekiyorsanız makine içerisinden picture style kısmındaki keskinliği artırabilirsiniz. RAW fotoğraf çekiyorsanız bu keskinlik artışı işinize yaramayacaktır. Fotoğraf işleme programlarıyla RAW fotoğrafları açarken ekstra keskinlik vermeniz gerekecektir.
  • Aynı marka ve aynı model olsa bile her objektif aynı karaktere sahip değildir. Elinizdeki objektiflerin netleme konusunda hassas bir ayara ihtiyacı olabilir. Eğer onca para verip iyi bir objektif aldığınızı ama yine de keskin fotoğraflar çekemediğinizi düşünüyorsanız, objektiflerinizin kullandığınız gövdeye göre hassas olarak kalibrasyonunun (micro adjustment ya da AF tuning) yapılması gerekir. Günümüz DSLR gövdelerinde artık bu ayarı kendiniz de evde yapabiliyorsunuz ama bu detaylarla boğulmak istemezseniz bir servisten yardım alabilirsiniz.