Bu soruyu birkaç kişiden duydum. Klasik DSLR kullanan fakat ağırlığı ve büyüklüğü nedeniyle aynasız bir gövdeye geçiş yapmak isteyen birçok kişi tanıyorum. Bu yazıyı daha çok onların sorularına cevap olması için yazıyorum. Çok fazla teknik detaya girmek ve kafanızı karışmak gibi bir niyetim yok. Eğer sonuçlarla ilgileniyorsanız birkaç ufak bilgi vermek istiyorum. Soru-Cevap şeklinde daha iyi olacağını düşündüm.

Bu aynasızların Full Frame’i çıkmayacak mı?

Aslına bakarsan çoktan beridir var; ama sen neden Full Frame soruyorsun ki, senin için Full Frame olup olmamasının ne anlamı var? Örneğin benim ihtiyacım yok, benim gibi birçok amatör ve profesyonel fotoğrafçının da ihtiyacı yok, senin neden ihtiyacın var anlamadım.

Hayır, eğer büyük sensörlere meraklıysan Pentax 645Z alıp kullanabilirsin, üstelik te 51 megapiksel. Fiyatı ise $8500 kadar. Ek olarak $5000 ödeyerek Pentax DA 645 25mm f/4 objektif satın alıp, elinde 2,5 Kg dan daha ağır bir makine ile fotoğraf çekebilirsin. Neden böyle birşey yapayım deme, Pentax 645Z’nin sensörü Full Frame den daha büyük o yüzden yani.

Full Frame ile çekilen fotoğraflar daha iyi değil mi?

Bu nasıl bir soru.. Daha keskin mi demek istiyorsan cevap hayır. Daha kontrast, daha doygun renkleri var vs. demek istiyorsan cevap yine hayır. Daha az noise var diyorsan iso 3200 ve sonrası için çok az da olsa bir fark var (hangi DSLR gövdeyi kullandığına bağlı). Ama genel anlamda Full Frame ile çekilen fotoğraflar daha iyi değil. Daha doğrusu herhangi bir fark yok. Full Frame denilen şey makinenin sadece sensörü ve makine sadece bundan oluşmuyor. Fotoğrafın kalitesini etkileyen daha birçok detay var.

Full Frame’in hiç mi avantajı yok?

Var elbette, olmaz olur mu; ama bu avantaj, karşılığında ödediğin bedele değecek bir avantaj değil. Full Frame sensörün sana vereği avantajları fotoğraflarının %1 ‘inde bile kullanmazsın. Örneğin çok düşük alan derinliği gibi. Aynasız sistemlerle de düşük alan derinliği elde edebiliyorsun, sıkıntı yok. Ama çok çok düşük olsun istersen demek istiyorum. Ne demek istediğim konusunda fikrin yoksa zaten hiç kullanmıyorsun demektir. Detaylı okuma için buraya bakabilirsin: 50mm f/1.8 mi yoksa 50mm f/1.4 mü almalıyım?

Tamam anladım; ama sen ne dersen de, ben Full Frame olmasını istiyorum. Var olan marka veya model hangileri?

Leica ve Sony var. Leica kullanışlı bir makine değil ve hem gövde hem de objektif olarak aşırı pahalı. Kullanımdan daha çok parası olanlar tarafından bir fetiş objesi olarak satın alınıyor. Yani $10.000 – $20.000 bir bütçeyi gözden çıkartman gerekiyor. Sony için ise üç model var:

  • Sony Alpha a7 (gövde fiyatı: $1500)
  • Sony Alpha a7R (gövde fiyatı: $2300)
  • Sony Alpha a7S (gövde fiyatı: $2500)

Karşılaştırmalı özelliklerine dpreview.com üzerinden bakabilirsin;

Peki, Leica zaten alamam, Sony tavsiye ediyor musun? Ediyorsan hangi modelini?

Sony tavsiye etmiyorum. Çünkü Sony’nin bazı handikapları var. Öncelikle çok az objektif çeşitliliği var. Yeterince objektifi yok. Toplam dört adet objektifi var. 24mm den daha geniş açısı yok. 70mm den daha uzun tele objektifi yok. Var olanlar da hem pahalı hem de ağır. Başka bir handikap; hiçbir gövdesinde titreşim önleyici mekanizma kullanılmamış. Hiçbir gövdesinde dahili flaş bulunmuyor. Otomatik netleme sistemi rakiplerine göre yeterince stabil çalışmıyor.

Sony’nin kendi DSLR modelleri için çıkarttığı obejktifleri Sony Alpha a7 modellerinde kullanamıyor muyuz?

Bir adaptör yardımızla kullanabiliyoruz. Bunun için iki adet adaptör üretmiş. Biri 110 g ve $200 fiyatı var. Daha iyi olan 160 g ve $350 fiyatla satılıyor ve rahatsız edici derecede büyükler. Bunlarla birlikte kullanmak zorundasınız. DSLR için üretilmiş obejktiflerin kendileri de zaten oldukça ağır. Örneğin ultra geniş açıya ihtiyaç duydunuz ve $1900 fiyatlı Sony 16-35mm f/2.8 kullanmak istediniz. Sadece elinizdeki ekipmanın ağırlığı 1,5 Kg dan daha fazla oluyor. Yani bu durumda aynasız gövdeye geçme nedeninizin hiç bir anlamı kalmadı.

Diğer markaların Canon, Nikon, Olympus, Panasonic, Fujifilm, Samsung vs. Full Frame aynasız gövdeleri çıkmayacak mı?

Üzgünüm; ama çıkmayacak. Çünkü tüm markalar kendi yol haritalarını çıkarttı ve yatırımlarını, planlarını bu haritaya göre yapıyor.

  • Canon ve Nikon bu sektöre çok sıcak bakmıyor ve DSLR ile devam edecekler. Yine de her ikisi de Rangefinder stili aynasız gövde çıkarttı. Fakat hem objektif çeşitliliği olarak çok zayıflar hem de amatör bir fotoğrafçıyı tatmin edecek düzeyde iyi değiller.
  • Olympus ve Panasonic ise Micro Four Thirds adında bir standard geliştirdiler ve uzun süredir piyasaya kaliteli bir çok ürün sundular. Şu an en gelişmiş gövdelere ve en çeşitli objektif aralığına sahipler. Objektiflerinde Leica ve Zuiko teknolojilerini kullanıyorlar.
  • Fujifilm ise Micro Four Thirds grubunun en büyük rakibi. Ürün yelpazezi o kadar geniş olmasa da APS-C boyutlu sensöre sahip gövdeleri ve bu gövdeleri destekleyen objektifleri var.
  • Samsung bu piyasaya hızlı giriş yaptı. Marka olarak kendi konusunun dışında bir sektörde çalışıyor; ama yerini sağlamlaştıracağa benziyor. Amatör fotoğrafçılardan daha ziyade popüler kullanıcıları hedefleyen ürünler sunuyor ve yüksek teknolojiyi ön plana çıkartarak ürünlerini pazarlıyor. Amatör fotoğrafçıların şimdilik uzak durması gerekir.

Peki sen ne tavsiye ediyorsun?

Aslında özel bir ürün tavsiye etmiyorum; ama yine de Micro Four Thirds gövdeler ve Fujifilm gövdeler alınabilirler. Bu seçim biraz da kişisel kararlara bağlı. Aynasız gövdelerde iki tür tasarım anlayışı var. Birisi bildiğimiz DSLR benzeri ve onun küçültülmüş hali gibi. Diğeri ise Rangefinder tarzı, yani daha küçük, daha kompakt, sokak makinesi.

Şu anda piyasada olan en üstün aynasız ürünler hangileri?

DSLR stili olanlar ve detaylı özellik karşılaştırılması

  • Fujifilm X-T1
  • Olympus OM-D E-M1
  • Panasonic Lumix DMC-GH4

X-T1_E-M1_GH4

Rangefinder stili olanlar ve detaylı özellik karşılaştırılması

  • Fujifilm X-E2
  • Olympus PEN E-P5
  • Panasonic Lumix DMC-GX7

GX7_E-P5_X-E2

Fujifilm gövdeleri ile Micro Four Thirds gövdeler arasındaki fark nedir?

Son aşamada elinizde olacak fotoğraf konusunda ikisi de çok başarılı, o konuda bir fark yok. Fakat Fujifilm’in toplamda 8 adet objektifi varken Micro Four Thirds gövdelerle kullanabileceğiniz 50 nin üzerinde objektif var. Ek olarak Micro Four Thirds sistemler gövde üzerinde titreşim önleyici bulundurarak öne çıkıyorlar. Başka ufak detaylar da var ama çoğu kişi için kafa yormaya değmez. Merak eden olursa zaten etraflıca araştıracaktır.

Aynı açıları görecek ve aşağı yukarı aynı özelliklerde Fujifilm ve Olympus için iki set oluşturup karşılaştırırsak;

ÜrünFiyatAğırlık
Fujifilm X-T1$1300440 g
Fujifilm XF 35mm f/1.4$600187 g
Fujifilm XF 10-24mm f/4$1000410 g
Fujifilm XF 55-200mm f/3.5-4.8$600580 g
Fujifilm XF 60mm f/2.4 Macro$650215 g
Toplam$41501832 g
ÜrünFiyatAğırlık
Olympus OM-D E-M1$1400497 g
Panasonic 25mm f/1.4$600200 g
Panasonic 7-14mm f/4$970300 g
Olympus 40-150mm f/4-5.6$200190 g
Panasonic 45mm f/2.8 Macro$900225 g
Toplam$40701412 g

Şimdi Rangefinder tarzında Panasonic ve Fujifilm için iki set oluşturup karşılaştıralım;

ÜrünFiyatAğırlık
Panasonic DMC-GX7$1000402 g
Panasonic 7-14mm f/4$970300 g
Olympus 12-50mm f/3.5-6.3$500211 g
Toplam$2470913 g
ÜrünFiyatAğırlık
Fujifilm X-E2$850350 g
Fujifilm XF 10-24mm f/4$1000410 g
Fujifilm XC 16-50mm f/3.5-5.6$400195 g
Toplam$2250913 g

Görüldüğü üzere fiyat ve ağırlık olarak çok büyük farklar yok. Fujifilm’de iyi bir tele obejktif yok. Fakat Micro Four Thirds sistemler için Panasonic 35-100mm f/2.8 var. Ya da bir balıkgözü objektif yok ama Panasonic Fisheye 8mm/F3.5 objektif var. Yukarıda da belittiğim gibi şimdilik en üstün teknoloji ve objektif çeşitliliği Micro Four Thirds sistemlerde, tercihinizi bu yönde kullanırsanız kesinlikle pişman olmazsınız.

En üstün fotoğraf kalitesini alabilmek için DSLR ve Micro Four Thirds olarak standart iki set oluşturalım ve gerçeği görelim;

ÜrünFiyatAğırlık
Nikon D610$1900840 g
Nikon 24-70mm f/2.8$1900900 g
Nikon 70-200mm f/2.8$24001540 g
Toplam$62003280 g
ÜrünFiyatAğırlık
Olympus OM-D E-M1$1400497 g
Panasonic 12-35mm f/2.8$900305 g
Panasonic 35-100mm f/2.8$1400360 g
Toplam$37001162 g

Görüleceği gibi sadece iki adet objektifi olan DSLR setimizin bulunduğu çantamız şarj cihazı yedek bataryası vs. gibi detayları da eklersek 3,5 – 4 Kg arasında bir ağırlığa sahiptir. Bize maliyeti ise, filtreler, kartlar, yedek piller derken $6500 geçmektedir. Micro Four Thirds sistemde ise ekleyeceğiniz ıvır zıvırla bile 1,5 Kg ağırlığa erişemeyeceksiniz. Tabili ek olarak size maliyeti de $4000 altında olacak.

Örneğin kaliteli bir Polarize fitre bakarsak Heliopan Multi-Coated 58mm fiyatı $190 iken 77mm fiyatı $280. Bunun UV filtreleri veya kullanıyorsanız ND filtreleri de var. Hepsini düşündüğünüzde $300-$400 bir fark olduğunu göreceksiniz.

Bu Micro Four Thirds sistemlerin hiç mi kötü tarafı yok?

Elbette var. Bana göre en kötü tarafı pil tüketimi. Gövdeler ufak olduğundan piller de ufak oluyor ve haliyle çabuk bitiyorlar. DSLR gövde kullanırken bir tam gün boyunca pil bitmeden çekim yapabilirsiniz ama aynasız gövdelerde mutlaka yedek bir kaç tane piliniz olması gerekir. Fakat bu çok ta fazla bir sorun değil. Piller hem çok küçük hem de hafif olduğundan taşıması sorun değil, ayrıca oldukça ucuzlar. Şahsen ben çantamda üç dört tane yedek pil taşıyorum.

Başka bir zayıf noktası ise elektronik vizör. Gerçi bu herkese göre değişir. Artık son çıkan ürünlerde çok yüksek çözürlük ve tazeleme hızına sahip evf ler kullanılıyor ve daha da gelişeceğe benziyor. Ama optik vizörden elektronik vizöre geçmek ve alışmak bazılarını zorlayabilir. Fakat avantajlarının yanında bunlar kesinlikle kabul edilebilir handikaplar.